
2021, tabir-i caizse, değiştirilemez tokenlerin (NFT) patladığı bir yıl oldu. Birçok ünlü isimden büyük şirketlere kadar farklı NFT satın almaları ve üretilen koleksiyonları gördük.
Ben yılbaşından itibaren Blokzincir dünyası ile ilgilenmeye başladım. Bu konuda en büyük bilgi kaynağım başta Clubhouse (evet hala zaman zaman kullanıyorum) oldu. Pandemi koşulları da daha fazla zaman ve enerji ayırabilmemi kolaylaştırdı açıkçası. Konuyu bilen ve hali hazırda üretim yapan belli sayıdaki kişiler dışında pek çok insanın bu platform aracılığıyla bu akıma dahil olmasına, sesini duyurmasına, etraflarında bir topluluk oluşturup NFT temelli mükemmel bir iş modeli yaratmalarına tanık oldum. Ardından NFT dünyasının kalbinin Twitter ve Discord kanallarında attığını keşfettim.
NFT’leri kısaca, kriptografik kanıt sağlayan bir özgünlük sertifikası olarak tanımlayabiliriz.
Bu yıl NFT’leri en sık 4 farklı katmanda gördük:
- Dijital Sanat NFT’leri
- Oyun NFT‘leri
- Avatar NFT’ler
- Müzik NFT’leri
Tarihi gelişim olarak, NFT’ler aslında ilk olarak 2017 yılında, kullanıcıların dijital kedileri topladığı ve beslediği bir uygulama olan CryptoKitties in piyasaya sürülmesiyle ortaya çıktı. Ardından yine 2017 yılında LarvaLabs tarafından 10,000 benzersiz pixel karakter olarak yaratılan CryptoPunks‘lar milyon dolarlara varan satışları ile gündeme geldi. Kurumsal şirketlerin bu dünyaya olan ilgisine örnek olarak, Visa‘nın, CryptoPunk 7610 isimli karakterini 150.000 USD a aldığını unutmayalım.
Bu yıl NFT kavramını tüm dünyada manşetlere taşıyan olay aslında dijital sanatçı Beeple’ın eserini ünlü müzayede evi Christie’s de 69 milyon doların üstünde satması oldu. Eser sanatçının 13 yıl boyunca yaptığı 5000 den fazla çalışmanın bir bütünü. Bu olay prestijli bir sanat kurumunun ilk olarak NFT’leri onaylamasının bir kanıtı olarak görüldü.
Mayıs Ayı’nda 10.000 parçalık “Bored Ape Yacht Club” serisinin lansmanı yapıldı. Seride farklı saç rengine, aksesuara ve yüz ifadesine sahip bir dizi maymun yer alıyor. Bu, temelde CryptoPunk serisinin benzeri olan bir projeydi, ancak “BAYC”, pazarlama planına önemli bir topluluk gücü unsurunu ekledi. Projenin lansmanında Clubhouse çok kullanıldı. Pek çok BAYC sohbet odası düzenlendi. Topluluk üyeleri inanılmaz bir motivasyon ile başladılar. Proje ilk çıktığında neredeyse eş zamanlı olarak lanse edilen ‘Meebits‘ projesinin biraz gölgesinde kaldı. Ancak, eser sahipleri, koleksiyonerlerin sohbet edip network oluşturabilecekleri özel bir Discord kanalı açtılar; sahipleri “Maymun”larını Twitter’da profil fotoğrafı yani avatarları olarak kullanacaklardı. Bu NFT serisini yaratanlar yalnızca NFT pazarına hakim olmak için değil, aynı zamanda onu temelden şekillendirmek için çalıştılar ve yüklü satışlarla yıl boyu sık sık adlarından söz ettirdiler.
“BAYC”ın başarısının ardından benzer projeler furyası başladı. Bu projeler, ‘Profil Resmi NFT”leri (PFP NFT’ler) olarak adlandırıldı, çünkü genellikle satın alınan NFT sosyal medya avatarı olarak profil fotoğrafı olarak kullanıldı. Tüm PFP projeleri hayvan figürü tasvir etmese de, PFP NFT’leri, özellikle yaz boyunca piyasaya hakim olmaya başladı. O kadar büyük bir satış hacmi oldu ki, koleksiyoncular mevsime JPEG Yazı adını verdiler. PFP NFT’leri, NFT topluluğunun ve genel olarak pazarın yüzü haline geldi ancak bu koleksiyonların hakimiyeti ile NFT’lerin sanatsal değerden yoksun oldukları konuşuldu.
NFT ler oyun alanında da geniş bir kullanım alanı buldu. Bu teknoloji, oyun içi karakter ve varlıkların token haline getirip el değiştirmesini mümkün hale getirdi. Bu durum oyunlara merkeziyetsiz bir durum kazandırdı. Şöyle düşünün geleneksel oyunlarda oyunu yaratan taraf, kurum, şirket oyununu bir şekilde sonlandırırsa, o zaman kadar oyun öğelerine kullanıcılar tarafından erişim de kapanır. Blok zincir temelli oyunlarda Nft ler sayesinde artık oyuncular karakterler ve diğer ve tüm oyun öğeleri üzerinde sahiplik ve kontrol sağlar. Oyun içinde ki NFT ödülleri, sahip olunan tokenlerin yine NFT olarak satışı, oynayarak kazan temasını benimseyen oyunların kullanımının yaygınlaşmasını ve güçlü bir topluluğa dönüşmesini sağladı.
Bu yılın en öne çıkan oyun projesi Axie Infinity oldu. Pokemon’dan ilham alan bu oyun inanılmaz bir satış rakamı ve topluluk büyüklüğüne ulaştı.
Yapay zekanın artistik olarak kullanımı sanat kavramına farklı bir perspektiften bakmamızı sağladı. İlk olarak 2020 yılında Erick Calderon tarafından tasarlanan ArtBlocks dijital sanatı çeşitlendirmek ve kalitesini yükseltmek için blok zincir teknolojisinden yararlanan bir platform olarak ortaya çıktı. Platform esasta, sanatçıların kendi kodlarını yükleyerek NFT’ler oluşturmasını ve bunları satmasını sağlıyor. Özellikle Ağustos 2021 yılında bu platformda oluşturulan Fidenza projesi ile Tyler Hobbs astronomik getiriler elde etti.
Murat Pak ve Refik Anadol, yine yapay zeka ve algoritmaları kullandıkları sanatları ile sık sık gündemde kaldılar. Murat Pak’ın son NFT projesi ‘Merge’ 100 milyon doları aşan satışıyla rekor kırdı. Pak, 2 ve 4 Aralık 2021 tarihleri arasında, NFT platformu Nifty Gateway’de 91,8 milyon dolara toplu bir şekilde 250.000 “kitlesel birim” sattı. Bu satışı etkileyici yapan şey satış fiyatı değil, daha ziyade devasa bir kavramsal sanat eseri yaratmak için blok zinciri teknolojisinin benzersiz kullanımı oldu. Örneğin, 100 toplu birim satın alan bir alıcı, 10.000 satın alan bir alıcıdan farklı bir NFT’ye sahip oldu. Yaşayan en pahalı eser sahibi sanatçı ünvanını Jef Koons’dan aldığı söyleniyor Murat Pak’ın.
Yine muhteşem eserler üreten, Refik Anadol’un yarattığı ‘Machine Hallucinations‘ son NFT serisi satışları milyonlarca dolarlık bakiyelere ulaştı.
‘NFT Hype’ tan bahsederken NFT satış platformlarından bahsetmemek olmaz. Abonelik ücreti karşılığında sınırsız dijital içerik sağlayan Spotify ve Netflix gibi platformların aksine, NFT market platformları, fiziksel eserler gibi dijital içeriğin de kıt olabileceği, yani arzının miktar olarak sınırlı olabileceği, dolayısıyla alınıp satılabileceği değer önerisi ile ortaya çıktılar.
Bu platformlar, geleneksel bir müzayede evinin belirli bir sanat eserinin aslında orijinal olduğunu, bir kopya olmadığını doğrulamasına benzer şekilde, dijital içeriğin kaynağını doğrulamak için blok zinciri teknolojisinden yararlanıyor ve hatta bazı platformlar eserleri “yakma” olanağı sunuyor. Bu da arzı kısıtlayıp talebi aratmak için motivasyon yaratıyor.
Opensea ve Rarible, sanatçıların eserlerini NFT haline dönüştürmesine olanak tanıyarak bu NFT’lerin hem açık artırma hem de sabit fiyatlı satışlarına aracılık yapıyor, yani eBay, Etsy gibi geleneksel platformlara benzeyen hizmetleri içerir. Hem kredi kartlarını, hem de Bitcoin, Ethereum gibi kripto ödemelerini kabul eden bir ödeme altyapısı sağlar.
Daha dar nişlere odaklanan pazar yerleri ‘mint etme‘ (NFT’nin kendisini oluşturma), pazarlama, küratörlük, fiyatlandırma önerileri, portföy izleyicileri ve hatta tam gelişmiş oyunlar gibi sayısız katma değerli hizmetler sunar. NBA‘in Top Shot platformu yalnızca platformun paketleyip pazarladığı basketbol koleksiyonlarına odaklanır, SuperRare, MakersPlace, KnownOrigin gibi platformlar görsel sanata odaklanır, küratörlük ve öneri hizmetleri sunar.
Rakam vermek gerekirse, market yerlerin en büyüğü Opensea Kasım Ayı rakamlarına göre 10 milyar USD’ı aşan toplam satış rakamı ile zirveye oturdu.
Bu yıl içinde büyük moda markaları, hem NFT hem de Metaverse kavramlarını iş modellerine adapte etmek ve bütünleşik pazarlama faaliyetlerine katmak için yeni fikirler geliştirip, işbirlikleri yaptılar. Adidas ‘Into The Metaverse’ sloganı ile çıkardığı 30,000 adetlik NFT koleksiyonu saatler içinde tükendi.
Nike, bu yıl içinde oluşan ve özellikler dijital moda da inanılmaz başarılar elde eden RTFKT i satın alarak NFT dünyasında yaptıklarını farklı bir noktaya taşıdı. Dijital Moda ile ilgili başka startup ve yenilikleri keşfetmek için yazıma göz atabilirsiniz.
Bu yıl dünyaca ünlü sanatçıların, müzisyenlerin, ‘celebrity’ lerin bir çok NFT projesi yarattığını gördük. Paris Hilton ve son olarak Melania Trump bile kendi NFT’leri ile akıma dahil oldular. Türkiye’den ise, Saba Tümer, Cüneyt Özdemir, Cem Yılmaz ilk aklıma gelenler. Tabi NFT dünyasında şu an iyi işler yapan, söz sahibi pek çok Türk sanatçı da var. Bu isimler başka bir yazının konusu.
2022 yılında muhtemelen ‘NFT‘ve ‘Metaverse‘ ile ilgili daha çok konuşacağız. Bir şeyler üretiyorsanız ve bu konuda başlangıç yapmak isterseniz öncelikle Twitter’ da NFT, cryptoart gibi hashtag leri kullanıp aramalar yapabilirsiniz. Discord ve Telegram kanallarını aktif olarak kullanmaya çalışın, ki bu konuda ben de kendimi geliştiriyorum. Opensea, Makersplace, SuperRare, Hic et nunc gibi pazar yerlerini inceleyin. Bir dijital cüzdan oluşturun. Sanatçıların ürettiklerine, koleksiyon sahiplerinin topladığı işlere bakın. Yeni Başlayanlar İçin NFT yazım da size yol gösterebilir.
Sanat üretmiyor olsanız da NFT iş modellerini, sundukları değer yapısını, topluluk oluşturmaktaki başarılı taktiklerini, startup’ların iş fikirlerini ve dünyaca ünlü markaların bu teknolojiye yaklaşımlarını kendi mevcut iş planı ve sisteminize aktarmak için rol model alabilirsiniz.
Yeter ki değişimin, yeniliğin bir parçası olun.